Çocuklarda öfke kontrolü
Randevu veya dengem hakkında sorularınız mı var?
Telefon Almanya: | +49 6409 33 23 999 |
---|---|
Telefon İsviçre: | +41 41 588 10 15 |
Mesaj gönder: | |
İletişim formu |
Yaşamımızın her döneminde duygu ve düşüncelerimizi ifade etmeye ihtiyaç duyarız. Doğduğumuz andan itibaren anlaşılma, rahatsızlığımızın karşımızdakinin anlamasına yönelik istediğimiz vardır. Sağlıklı bir gelişim için bu isteklerin kısa sürede anlaşılması ve ihtiyaçların giderilmesi gereklidir. Buradaki temel ihtiyacımız anlaşılmaktır dolayısıyla anlaşılabilmek için karşımızda bizi dinleyen ve iletişime açık kişiler olması gerekir. Çocuklarda yetişkinler gibi sıkıntı veren şeyleri paylaşmak isterler ve ebeveynlerinin çözüm bulmasını beklerler. Çocuklarla yaşanan birçok uyum ve davranış probleminin altında anlaşılmama durumu yattığı görülmektedir.
Çocuklar isteklerinin hemen ve mutlaka gerçekleşmesini isteyebilirler ve ebeveynlerin tutumlarına bağlı olarak davranış örüntüleri geliştirirler. Çocuğun yaş ve dönem özelliklerinin bilgisine sahip olmayan ebeveynler, çocukları ‘ağlamasın, üzülmesin, bağırmasın’ diye düşünerek tüm isteklerini gerekli gereksiz gözetmeksizin yerine getirmeleri ileride olası yaşanacak problemlerin temelini hazırlar. Bu gibi durumların yaşanmaması için, çocukların anlık istek ve dürtülerine göre hareket edebilecekleri göz önünde bulundurularak, çocuğun beklentilerini hazırlaması ve duruma uygun koşullandırması için çocukla anlaşmalar yapılması, ondan ne beklendiğinin hatırlatılması işlevsel olur. Burada çocukla daha temelden başlanarak değerlendirme yapmak ebeveyn tutumlarımızı sorgulamakta fayda vardır. Ağladığında, öfkelendiğinde, inatlaştığında istediğini elde edeceğini deneyimlemiş çocuk, her seferinde daha ileri gidecektir. Saldırganlıkla bir yere varamayacağı çocuğa deneyimlendirilmelidir. Kararlı ve demokratik ebeveyn tutumu davranış değişikliğinde etkilidir.
Çocuklar, kendini dinleyecek anlayacak sakin bir ebeveyne ihtiyaç duyarlar. Çocuk ağladığında ya da öfkelendiğinde azarlamak, duygularını bastırmasına sebep olmak, inatlaşmak, görmezden gelmek daha şiddetli olumsuz davranışlara neden olabilir. Bu gibi durumlarda sakinleşmesini beklemek, yanında olduğunuzu hissettirmek daha işlevsel olacaktır. Çocuğun duygularını ifade etmesini sağlamak, neye, ne kadar tepki verdiğini göstermek, yanlış tepkilerini olumlu olarak nasıl dışa vurabileceğini konuşmak çocuğa daha iyi hissettirir. Bazı durumlarda çocuklarda ebeveynlerini yıldırmak için normalde vereceği tepkiden çok daha fazlasını verebilir.
Çocuklarda öfke kontrolünde çocuğun duygularını dışa vurması önemlidir. Resim yaptırmak, tiyatral oyunlar oynamak, bedensel faaliyetlerle içindeki öfkeyi spor alanlarına yönlendirmek işlevsel olacaktır. Çocuğa canlılara, arkadaşlarına, oyuncaklarına ‘zarar verme’ demek davranışın yok olması için yeterli değildir. Çocuğun dürtüselliğini atabileceği yönlendirmelerde bulunma gerekir. Enerji birikimlerinin de doğru yollarla atılması adına yararlı olacaktır. Dışavurma eyleminin ne olacağına beraber karar verilmesi motivasyonunu artıracaktır.
Duyguların ifadesi öğrenme yoluylada şekillenir. Çocukların bulunduğu ortamdaki konuşmalar, üsluplar, davranışlar model alınarak çocuğa yerleşebilir. Aile ortamı ve sosyal çevresi çocuktan beklenen davranışlara uygun örnekler içermelidir. Media aracılığıyla öğrenmenin önemi göz ardı edilmemeli, izlenen şeylerin çocukta davranışa dönüşebileceğin farkında olunmalıdır.
Çocuğun bir durumla olumlu başa çıkma davranışı takdir edilmelidir. Bu davranışının olumlu yönleriyle ilgili kendi düşüncelerini söylemesi farkındalığını artırır. Kısa sürede davranışın tamamen değişmesini beklemek gerçekçi değildir. Zamana yayılmış bir şekilde, aşamalı olarak ve çocuğun yapabileceği bir yerden başlayarak çalışılmalıdır. Farklı ortam ve durumlarda çocuğun yeni olumlu davranışını pekiştirmesine ortam hazırlamak davranışın genellenmesi ve kalıcılığı açısından önemlidir. Çocuğa, ondan beklediğimiz şekilde davranarak model olmak önemli bir noktadır.
NURBANU PERİŞAN UBUZ
Uzman Klinik Psikolog